26 Mart 2012 Pazartesi

Evdesin? Evdeyim..

Çevremdeki tüm insanların işten ayrıldıktan sonra ilk sordukları soru: -EE, nasılsın? Evdesin? -Evdeyim.
İlk zamanlar çok sinir olurdum, çünkü öyle bir ima tonuyla sorulur ki bu soru, evde oturan insan sanki hiçbirşey yapmaz, boş boş oturur, hiçbir işe de yaramaz sanki bu hayatta. İnsanların kafalarında böyle bir imaj oluşmuş.
İkinci soru şudur: -Canın sıkılmıyo mu evde?
Ya kardeşim, neden sıkılsın canım? Sabah kalkıp bir koltuğun tepesinde akşama kadar tv mi izleyeceğim yani? Ayrıca böyle olsa kime ne?
İlk günler kendimi çok sevdiğim bir hobime verdim: kitap okumak..Bol bol okudum-hala da okuyorum. Meğer okumak istediğim ne çok kitap varmış, nasıl da kaptırmışım kendimi hayatın curcunasına..
İnternette daha fazla zaman geçirmeye başladım. Blog oluşturdum, twittera üye oldum, farmville oynamaya başladım.Bilgisayarımda fotoğraf arşivi oluşturdum.
Eşimle daha çok film izlemeye başladık.
Ve kendimi en eksik yönlerimden biri olan bir uğraşa verdim: Yemek yapmak..
Ama şimdi ''yemek yapmak'' deyince küçümsemeyin. Yemek yemeyi sevmeyen, haliyle yapmayı da sevmeyen biriydim, bu nedenle yıllardır dışarda yiyerek ya da evde geçiştiren biri olarak pek abarttığımı sanmıyorum. Neler neler yapmadım ki; mercimekli köfteler, ali nazik kebabı, patlıcan kebabı, yeni uydurma tarifler, mezeler, mezeler, mezeler.
Hatta meze konusunda uzmanlaştığımı bile söyleyebilirim.
imza günlerine, film festivallerine katıldım. Şehir içinde yıllardır gezmediğim müzeleri ve tarihi yapıları gezdim.
Tüm bunlarla demek istiyorum ki, aslında o sorulan manada evde oturmadım ben. Üreten, hayatını anlamlandırmaya çalışan, düşünen insan boşa zaman geçirmez-evde otursa bile :)
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder